TR/
Gelecek, geçmişin bir devamıdır; geçmişten öğrenir, onu dönüştürerek yeniden biçimlenir. Gelenekler, yerel bağlam, iklim ve insan faktörleriyle şekillenir. Bu nedenle, geliştirilen mimari proje, bulunduğu bağlamı anlamayı ve ondan öğrenmeyi temel bir tasarım prensibi olarak benimser. Bodrum’un sıcak yazları, ılıman kışları ve denizin toprakla uyumu; avlu, gölge ve sokak dokuları gibi geleneksel referanslarla birleşir. Bu basit ama vazgeçilmez unsurlar, projeye ilham kaynağı olmuş ve kentsel dokuya entegre edilerek çağdaş bir yorum kazanmıştır. Proje, bu referansları yalnızca dekoratif unsurlar olarak kullanmak yerine, kentle bütünleşen ve geleceğe taşınan bir tasarım diline dönüştürür. Kamusal teraslar ve teras bahçeleri, Bodrum’un vernaküler dokusunu yeniden yorumlayarak alana canlılık katar. Bu yaklaşım, gelenek ve moderniteyi bir araya getirerek kente dinamik bir katkı sunmayı amaçlar.

Doğa unsurlarıyla bütünleşen kütle organizasyonu, mekanlar ve kullanıcılar arasında diagonal görsel ilişkiler kurar. Tasarım, görselliğin ötesinde, duyusal algıları harekete geçirerek mekanlarda derin bir bağ kurmayı amaçlar. Rüzgarın sesi, gölge oyunlarının hareketliliği ve doğanın renkleri, kütle organizasyonunu statik bir düzen yerine dinamik bir deneyime dönüştürür.

Yapı girişini karşılayan geniş bir avlu tasarlanarak, ziyaretçilere etkileyici ve davetkar bir mekan deneyimi sunulmuştur. Hidroterapi işlevleri yapının daha sakin olan güneydoğu tarafında, fizyoterapi ise hareketliliğin yoğun olduğu kuzeybatıda konumlandırılmıştır. Zemin kat seviyesinde bulunan havuzların ve terapi alanlarının kendine ait iç bahçeleri hem bu alanlara mahremiyet kazandırmak hem de bu mekanları dışa açarak yarı açık dinlenme alanları oluşturulmasına olanak sağlar. Birinci kat seviyesinde bulunan teraslar ise yapı kullanıcılarına peyzaj elemanları ile güçlendirilmiş ve gölgelikli bekleme alanları sunarken; yoga&pilates, fizyoterapi üniteleri gibi fonksiyonlar için de yarı açık dış mekan kullanım opsiyonları sağlar. Yapının cephesinde, Bodrum’un karakteristik beyaz badana geleneği uygulanmıştır. İç bahçelerle birleşen kütlelerin bir kısmında, yerel çilek taşı kullanılarak doğal bir estetik elde edilmiştir. Korkuluklar ve güneş kırıcılar, ısıl işlem görmüş ahşap malzeme ile tasarlanarak sıcak bir dokunuş eklenmiştir.

Bodrum mimarisi, sade, uyumlu ve doğal çevreyi ön planda tutan bir yapı silüetine sahiptir. Geleneksel ve modern yapılar, bu ortak dil sayesinde kentsel silüette homojenliği sağlamaktadır. Düşük katlı yapılaşma, insan ölçeğine uygun bir çevre sunarak bireyin fiziksel ve duygusal ihtiyaçlarını karşılar. Yatay mimarinin vurgulandığı tasarım, kent silüetiyle uyumlu ve tarihi dokuya saygılı ilkeleri benimser. Kat yüksekliklerindeki farklılıklar ve geri çekilmelerle Bodrum’un karakteristik silüetine uyum sağlanmaya çalışılmıştır.